Yerbilimci Prof.Dr.Naci Görür, Sarıyer'de bir üniversitede İstanbul'da olası depreme yönelik "İstanbul ve Deprem" programına katıldı.

Etkinlikte bir sunum yapan Görür, öğrencilerin ve katılımcıların sorularını da yanıtladı. Görür, sunumda İstanbul'da olası depremin gerçekleşme ihtimali bulunan nokta hakkında bilgi verip yaklaşan yerel seçimler öncesinde adayların proje ve vaatleri arasında yer alan afetlere hazırlık ve deprem dönüşümü konularına değinerek görüşlerini aktardı.

İstanbul'da son 250 yılda yaşanan deprem periyodunu hatırlatan Görür, bölgedeki hareketliliğin önemine işaret etti. Özellikle 1912'de Tekirdağ'da ve 1999'da Gölcük'te yaşanan depremlerin ardından Marmara Denizi'nin batı bölgesinde uzun bir süredir büyük çapta deprem olmadığını belirtti.

Kuzey Anadolu Fayı'nın doğudan batıya doğru depremleri taşıdığını vurgulayan Görür, İstanbul'un da bu fay hattı üzerinde olduğunu ve bir depremin kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Görür, deprem hazırlığı konusunda siyasetçilere çağrıda bulunarak, sadece bina yapmanın değil, halkın deprem bilincini artırmanın ve altyapıyı güçlendirmenin önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca, İstanbul'da yapılan binaların depreme dayanıklı olup olmadığının yanı sıra, sokakların da açık kalmasının önemine dikkat çekti.

Kuzey Anadolu Fayı depremleri doğudan batıya taşıyor

İstanbul'da olası depreme yönelik 250 yıllık tekerrür periyodunu hatırlatan Görür, sunumunda Marmara'nın batı bölgesini işaret ederek 1912 yılında Tekirdağ bölgesinde, 1999'da ise Gölcük'te deprem olduğunu belirtti.

Naci Görür, "İkisinin ortası Marmara Denizi ve 1766'dan beri deprem yok. Burası sismik bir boşluk. Jeolojide sismik bir boşluk asla devam edemez, doldurulmak zorundadır." dedi.

Bu bölgenin mutlaka kırılmak mecburiyetinde olduğunu ifade eden Görür, "Kırılmadan kalamaz. Oradaki hareketler ve enerji orayı muhakkak kırar. Bu Kuzey Anadolu'nun bir alışkanlığı var, depremleri doğudan batıya doğru taşıyor." diye konuştu.

Görür, şunları kaydetti:

"Yani Kuzey Anadolu fayı her nerede bir deprem oluşturmuşsa oranın batısı bir sonraki deprem için hedef haline gelmiştir. Nitekim 1939'dan 2023'e kadar giden deprem zinciri hep doğudan batıya olagelmiştir. Bunlar çok basit. Doğa karmaşık olsa bile, insanı çok da aldatmayan tekerrür eden olaylar meydana geliyor. Bunun dışında yapılan hesapları kitapları söylemeyeyim, zaten Osmanlı tarihi var Bizans tarihi var, tarihi depremleri biliyoruz. Özetle, İstanbul'da kesinlikle 7'den büyük bir deprem olacaktır."

Naci Gorur Istanbul

Depreme Hazırlık Derken Bina Yapmayı Konuşuyoruz

"İstanbul'u deprem dirençli yapacağım diyen siyasiler halk eğitimine, halkı depremde uyandırmaya mecburdurlar." değerlendirmesini yapan Görür, İstanbul'da muazzam bir şekilde kanalizasyonlar, içme suyu, doğalgaz şebekesi, tünel, metrolar, yolların varlığından bahsetti.

"Bunların deprem dirençli olması lazım. Bunlar ne kadar depreme dayanıklı, gerçekten ayakta duracak mı? Sokaklar, ne kadar açık kalacak, hangi caddeler açık kalacak." ifadelerini kullanan Görür, "Sokaklar kapandığı zaman, itfaiye, cankurtaran nasıl girecek? Ölen insanlarımızı nasıl götüreceğiz, göçük altındakileri nasıl koruyacağız bunlar önemli konu değil mi? Bırakmışlar işi gücü ben 600 bina yapacağım 300 bin bina yapacağım orada yapacağım burada yapacağım. Niye ? Müteahhitler de tabi elini ovuşturur, ben de olsam yaparım. Halen daha depreme hazırlık derken bina yapmayı konuşuyoruz biz. Önemli konular var burada, bina da çok önemli lakin eşgüdüm halinde yapmak lazım." şeklinde konuştu.