DİSK Emekli Sen Samsun Şubesi üyeleri, Gazi Müzesi önünde toplanarak düşük emekli maaşlarına tepki gösterdi. DİSK Emekli Sen Samsun Şube Başkanı Arif Kutlu, "Şirketler kârlarını katlarken işçiler yoksullukla yüzleşiyor, saraylar ışıl ışıl parlıyor ancak emekliler sefaletle mücadele ediyor. Bu durumda sosyal devlet, eşitlik, adalet ve yaşamdan bahsetmek mümkün değil. Meclis, emeklilere 3 bin lira bayram ikramiyesi verme kararı aldıktan sonra tatile girdi. Ancak 16 milyonu aşkın emekli ve hak sahibinin taleplerine kulaklarını tıkayarak, sözde artışı onaylayanlar rahat bir nefes alarak dinlenmeye çekildi" şeklinde konuştu.
DİSK Emekli Sen Samsun Şubesi üyeleri, Gazi Müzesi önünde düşük emekli maaşları ve 3 bin lira bayram ikramiyesini protesto etti. Basın açıklamasını yapan DİSK Emekli Sen Samsun Şube Başkanı Arif Kutlu, "Açlık sınırında bir ücret, emeklilerin yaşamını sürdürebilmesi için yeterli değildir. İnsan onuruna yakışır bir yaşam sadece beslenme ihtiyacını karşılamakla değil, ısınma, ulaşım, sağlık, kültürel ve sosyal ihtiyaçları da kapsar. Bizler, emeklilerin temel ihtiyaçlarını lüks gören bir anlayışa karşı bir araya geldik. Buzdolabımız boş... Her seçim öncesi sunulan müjdelere ise karnımız tok olduğu için inanmıyoruz" dedi.
Ali Kutlu :
"Sarayın manipüle edilmiş istatistik kurumlarının yanı sıra bağımsız araştırma şirketlerinin açıkladığı enflasyon oranlarından daha yüksek bir dönemden geçiyoruz. Dar gelirlilerin gıda enflasyonu ise resmi rakamların çok üzerinde seyrediyor. Biz emekliler, gıda enflasyonunun yüzde 87,3 olduğu bir dönemde, Cumhurbaşkanı'nın seslenişlerini duyuyoruz; ancak en düşük maaşın 10 bin lira olduğu bir emekli için, ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için bu miktar yeterli mi, elbette ki değil. Ömrümüzü kendi ve ailemizin geçimi için harcadığımız doğrudur. Hazine katkılarıyla tamamlanan 10 bin liralık emekli aylıklarımızın yetersiz olduğu doğrudur, ancak bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerekenler bir kez daha sorumluluktan kaçmaktadır. Emeklileri sırtında yük olarak görenler, tüm sorunların çözümünü işçinin ve emekçinin daha fazla çalışmasında aramaktadır. Şirketler karlarını katlarken işçilerin payına yoksulluk, saraylar ışıl ışıl parlıyor ve emeklilerin payına sefalet düşüyorsa, ne sosyal devletten, ne eşitlikten, ne de adaletten söz edilebilir. Tüm bunlar göz ardı edildiğinde barıştan bahsetmek mümkün değildir. Meclis, emeklilerin bayram ikramiyesini 3 bin lira olarak belirledikten sonra tatile girdi. 16 milyonu aşkın emekli ve hak sahibinin sesine kulaklarını tıkayarak, 3 kuruşluk artışa gönül rahatlığıyla el kaldıranlar, gönül rahatlığıyla dinlenmeye çekildi. Ancak emeklilere kuru ekmekten ibaret bayram sofrasını layık gören zihniyet, layık olduğu yerde, tarihin çöplüğünde kalacak. Emeklilerin insan onuruna yakışır bir yaşam için sokağa çıktığı her gün, mücadele tarihine kaydedilecek. Emekliler, talep ettikleri, hak ettikleri bayram ikramiyelerine er ya da geç kavuşacak."
''BUZDOLABIMIZ BOŞ !''
Açlık sınırındaki hiçbir ücret, hiçbir maaş ya da aylık, emeklilerin yaşamını idame ettirebilmesinde yeterli bir ölçüt değildir. Sadece beslenme ihtiyacını karşılamak, insan onuruna yakışır bir yaşam sağlamak için yeterli değildir. Bizler, emeklilere ısınma, ulaşım, sağlık, kültürel ve sosyal ihtiyaçların lüks olduğunu düşünen bir zihniyetle mücadele etmek için bir aradayız. Buzdolabımızın boş olmadığı bir gerçek... Her seçim döneminde, seçim vaatleri olarak önümüze sunulan küçük müjdelerin bizi tatmin etmediği bilinsin diye buradayız. Bizler, Türkiye'nin kalkınması için yıllarını vermiş emeklileriz. Kimimiz işçiydik, madenlerde, petrol ve kimya endüstrilerinde, limanlarda, fabrikalarda çalıştık. Kimimiz memurduk, öğretmenlik yaptık. Kimimiz tarlada çalıştık. Emeklerimizle geçindik. Geçmişte haklarımız için grev yaptık, sokaklara çıktık. Bugün de sokaklardayız. Sadece kendi haklarımız için değil, gençlerin, çocukların, torunlarımızın hakları için buradayız. Onlar bizi bölüp, ayrıştırarak ve nihayetinde sefalet içinde eşitleyerek yönetmek istiyorlar; ancak biz emekliler, birleşerek kazanacağımızı biliyor; bizi ayrıştırmak isteyenlerin karşısında dayanışma, kararlılık ve umutla eşitlik ve adalete dayalı bir gelecek inşa edeceğimize inanıyoruz.
"EMEKLİLERİ AÇLIĞA MAHKUM EDENLERE OY YOK"
Bu çerçevede bir kez daha haykırıyoruz: Emeklileri sefalete, açlığa, yoksulluğa mahkum edenlere oy yok. Gençleri umutsuzluğa, işsizliğe mahkum edenlere, emeklilerden oy yok. Yaşamak için çalışmak zorunda olmadığımız bir emeklilik istiyoruz. En temel tüketim maddelerine bile ulaşamadığımız; açlık sınırında yaşamayı kabul etmiyoruz. Her günümüzün bir yaşam mücadelesi içinde geçmesine neden olan bu karanlık, eski düzene karşı sesimizi yükseltiyoruz. Dostlar, bir kez daha sesimizi duyuruyoruz: Emeklilikte insan onuruna yakışır bir ücret istiyoruz. Vermeyecekler, alacağız! Emekli aylıklarının enflasyona değil milli gelire endeksli olmasını istiyoruz. En düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine yükseltilmesini talep ediyoruz. Emekli ikramiyelerinin yılda iki kez ve en az asgari ücret seviyesinde ödenmesini arzuluyoruz. Emeklilikte intibak yasasının çıkarılmasını talep ediyoruz. Emeklilerin sağlık hizmetlerinde ödedikleri katılım payının koşulsuz olarak kaldırılmasını istiyoruz. Emeklilerle ilgili politika oluşturulurken emeklilere danışılmasını; sendikal hak ve özgürlüklerimizin iade edilmesini istiyoruz.