Anayasa Mahkemesi, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda yer alan ve açığa alınan, ancak beraat eden personelin terfiine ilişkin düzenlemeyi iptal etti. Mahkeme, bu kuralın meşru bir amaca hizmet edip etmediğini değerlendirdi.

İlgili hükme göre, tüm terfi koşullarını yerine getiren bir askeri personelin sadece bir gün tutuklu kalıp, daha sonra haksız yere tutuklandığı anlaşılıp tahliye edilmesi ve beraat etmesine rağmen, geriye dönük terfisi yapılmakla birlikte maaş farkı ödenmemesi öngörülüyordu. Mahkeme, bu düzenlemenin meşru bir amaca dayanmadığı ve mülkiyet hakkını sınırlayıcı nitelikte olduğu sonucuna ulaştı.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Esas Sayısı : 2024/108

Karar Sayısı : 2024/144

Karar Tarihi : 23/7/2024

R.G.Tarih-Sayı : 12/11/2024-32720

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Çanakkale 1. İdare Mahkemesi

İTİRAZIN KONUSU: 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 33. maddesinin 22/1/2015 tarihli ve 6586 sayılı Kanun’un 41. maddesiyle değiştirilen ikinci fıkrasının üçüncü cümlesinin “açığa alınmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlardan beraatine karar verilenler” yönünden Anayasa’nın 2., 11., 13. ve 35. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.

OLAY: Açığa alınması nedeniyle rütbe terfi yapamayıp beraat etmesi üzerine emsal nasıp tarihinden itibaren terfi ettirilen ancak maaş farkları tarafına ödenmeyen davacı tarafından açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ

Kanun'un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 33. maddesi şöyledir:

“IV – Terfi zamanı:

Madde 33 – (Mülga: 2/7/2018- KHK/703/127 md.)

 (Ek: 21/7/2000- KHK- 607/2 md.; Değiştirilerek kabul: 10/5/2006-5497/2 md.; Değişik: 22/1/2015- 6586/41 md.) Kıdem alanlar, kazaî veya idari kararlarla nasıpları lehe düzeltilenler ile açığa alınmaları, tutuklanmaları, kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme hariç firar veya izin tecavüzünde bulunmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlardan, haklarında kovuşturmaya yer olmadığına, kamu davasının açılmasının ertelenmesine veya düşmesine yahut ortadan kaldırılmasına, firar veya izin tecavüzü suçlarından verilecekler hariç olmak üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, beraatine, kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine veya cezanın ertelenmesine karar verilenler hakkında, emsalleri terfi etmiş veya rütbe kıdemliliği onanmış olmak şartıyla, yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz. Ancak, bu durumda olanların rütbe terfi ve rütbe kıdemlilikleri, hükmün veya kararın kesinleşme tarihinden geçerli olarak yapılıp emsalleri tarihine götürülür. Bu şekilde yapılan terfi ve rütbe kıdemliliklerinde maaş farkı ödenmez.

41 İlde Göçmen Kaçakçılığına Darbe: 257 Organizatör Yakalandı 41 İlde Göçmen Kaçakçılığına Darbe: 257 Organizatör Yakalandı

 (Ek fıkra: 21/7/2000-KHK-607/2 md.; Aynen kabul: 10/5/2006-5497/2 md.) Terfi sırasında olup da belirli oranda sicil mecburiyetini, sicil belgelerinin düzenlenmesinden sonra, 30 Ağustos tarihine kadar tamamlayacak olanlar (albaylar hariç) hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.”

II. İLK İNCELEME

1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR, Muhterem İNCE, Yılmaz AKÇİL ve Ömer ÇINAR’ın katılımlarıyla 30/5/2024 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

III. ESASIN İNCELENMESİ

2. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Ahmet CANPOLAT tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A. Anlam ve Kapsam

3. 926 sayılı Kanun Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) mensup subaylar ve astsubayların yetiştirilmelerini, sınıflandırılmalarını, görev ve yükümlülüklerini, terfi ve taltifleri ile her türlü özlük haklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir.

4. Anılan Kanun’un 33. maddesinde subay ve astsubayların terfi zamanına ilişkin hususlara yer verilmiştir. Söz konusu maddenin ikinci fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerine göre kıdem alanlar, yargısal veya idari kararlarla nasıpları lehe düzeltilenler ile açığa alınmaları, tutuklanmaları, kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme hariç firar veya izin tecavüzünde bulunmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlardan, haklarında kovuşturmaya yer olmadığına, kamu davasının açılmasının ertelenmesine veya düşmesine yahut ortadan kaldırılmasına, firar veya izin tecavüzü suçlarından verilecekler hariç olmak üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, beraatine, kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine veya cezanın ertelenmesine karar verilenler hakkında, emsalleri terfi etmiş veya rütbe kıdemliliği onanmış olmak şartıyla rütbe terfii ve kıdemlilikleri hükmün veya kararın kesinleşme tarihinden geçerli olarak yapılıp emsalleri tarihine götürülür. Anılan fıkranın itiraz konusu üçüncü cümlesiyle ise bu şekilde yapılan rütbe terfii ve kıdemliliklerinde maaş farkı ödenmeyeceği öngörülmüştür. Kural, “açığa alınmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlardan beraatine karar verilenler” yönünden incelenmiştir.

5. Açığa alınmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlar Kanun’un 65. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde sayılmıştır. Anılan alt bentlerde, açığa alınan ya da açığa alınma işlemleri kaldırılmış olmakla beraber hakkında verilen hüküm henüz kesinleşmemiş bulunanların terfileri ve kademe ilerlemelerinin yapılamayacağı belirtilmiştir. Buna göre açığa alınmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlar kavramına sadece hâlihazırda açıkta bulunanlar değil açığa alınmış olmakla birlikte daha sonra açığa alınma işlemleri kaldırılan ancak hakkında verilen hüküm henüz kesinleşmemiş bulunanlar da dâhildir. Dolayısıyla terfi edememe ve rütbe kıdemliliğinin onanmaması için ilgili hakkındaki hüküm kesinleşinceye kadar açığa alınmış olması yeterlidir.

6. Sonuç olarak açığa alınmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlardan beraatine karar verilenler hakkında emsalleri terfi etmiş veya rütbe kıdemliliği onanmış olmak şartıyla rütbe terfii ve kıdemlilikleri hükmün veya kararın kesinleşme tarihinden geçerli olarak yapılıp emsalleri tarihine götürülecektir. Ancak bu şekilde rütbe terfii ve kıdemlilikleri yapılanlara itiraz konusu kural uyarınca maaş farkı ödenmeyecektir.

B. İtirazın Gerekçesi

7. Başvuru kararında özetle; açığa alınma nedeniyle görevinden uzak kalıp beraat etmesi üzerine görevini ifa etmeye devam eden askerî personelin terfi ve rütbe kıdemliliklerinden kaynaklı maaş farklarının taraflarına ödenmemesinin mülkiyet hakkını ihlal ettiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

C. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

8. İtiraz konusu kuralda, açığa alınması nedeniyle terfi edemeyen subay ve astsubaylar hakkında beraat kararı verilmesi üzerine terfilerinin yapılacağı ancak bu işlem nedeniyle geçmişe yönelik olarak maaş farklarının ödenmeyeceği düzenlenmiştir.

9. Anayasa Mahkemesi 22/2/2024 tarihli ve E.2023/49, K.2024/54 sayılı kararında itiraz konusu kuralı “tutuklanmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlardan beraatine karar verilenler” yönünden incelemiş ve söz konusu kuralla mülkiyet hakkına getirilen sınırlamanın meşru amacının olmadığı gerekçesiyle, kuralı Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırı bularak iptal etmiştir.

10. Anılan kararda temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren kural Anayasa’nın 13. maddesi gereğince sınırlamanın kanunla yapılması ve Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine uygun olması şartlarını taşıyıp taşımadığı hususları yönünden değerlendirilmiştir (AYM, E.2023/49, K.2024/54, 22/2/2024, § 18).

11. Bu kapsamda ilk olarak, tutuklanma sebebiyle terfi edemeyen veya rütbe kıdemlilikleri onanmayanlardan yargılama sonunda beraat edenlerin, rütbe, terfi ve kıdemliliklerinin emsalleri tarihine götürülse de bundan dolayı maaş farkının ödenmeyeceğinin öngörüldüğü gözetildiğinde maaş farkının ödenmemesi sonucunu doğuracak nedenlerin herhangi bir tereddüde yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlendiği dolayısıyla kuralın belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olduğu ve bu yönüyle kanunilik şartını taşıdığı belirtilmiştir (AYM, E.2023/49, K.2024/54, 22/2/2024, § 21).

12. Öte yandan kararda kuralın meşru amaç taşıyıp taşımadığı değerlendirilmiştir. Kural uyarınca; terfi şartlarının tamamını taşıyan kişinin sadece bir gün dahi tutuklu kalmış, sonrasında tutukluluğunun haksız olduğu anlaşılmış ve tahliye edilmiş, görevine dönmüş ve yargılama süreci boyunca görevinde çalışmış, yargılama sonucunda da beraat etmiş olsa dahi emsallerine uygun olarak geriye dönük biçimde terfii yapılmasına karşın kendisine maaş farkının ödenmeyeceğini öngören kuralın herhangi bir meşru amacının tespit edilemediği, dolayısıyla kuralla mülkiyet hakkına getirilen sınırlamanın meşru bir amacının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır (AYM, E.2023/49, K.2024/54, 22/2/2024, § § 24, 26).

13. İtiraz konusu kural bakımından da Anayasa Mahkemesinin anılan kararında belirtilen gerekçelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla kuralın, terfi şartlarının tamamını taşıyan kişinin sadece bir gün dahi açığa alınmış, sonrasında açığa alınmanın haksız olduğu anlaşılmış ve görevine dönmüş, yargılama süreci boyunca görevinde çalışmış, yargılama sonucunda da beraat etmiş olsa dahi emsallerine uygun olarak geriye dönük biçimde terfii yapılmasına karşın kendisine maaş farkı ödenmemesini öngördüğü anlaşıldığından kuralla mülkiyet hakkına getirilen sınırlamanın meşru amacının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

14. Açıklanan nedenlerle kural “açığa alınmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlardan beraatine karar verilenler” yönünden Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.

Kuralın Anayasa’nın 2. maddesine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de bu bağlamda belirtilen hususların Anayasa’nın 13. ve 35. maddeleri yönünden yapılan değerlendirmeler kapsamında ele alınmış olması nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

IV. HÜKÜM

27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 33. maddesinin 22/1/2015 tarihli ve 6586 sayılı Kanun’un 41. maddesiyle değiştirilen ikinci fıkrasının üçüncü cümlesinin “açığa alınmaları nedeniyle terfi edemeyen ve rütbe kıdemliliği onanmayanlardan beraatine karar verilenler” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE 23/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Editör: Şule Coşkun